
Ülkemizin koronavirüs ile olan mücadelesinde aile hekimleri
olarak acil servis çalışanları ile birlikte hep en ön safta olduk. Ön planda
olan yataklı tedavi veren sağlık kuruluşları gibi görünse de her salgında
önemli olanın hasta olanı iyileştirmekle beraber ve hatta daha öncelikli olanın
salgının yayılmasını önlemek ve bundan zarar görebilecek olanı korumak
gerektiğini koruyucu hekimler olarak söyledik ve uygularımıza bu yönde
düzenlemeler getirdik.
Korona virüs ekseriyetle damlacık yolu ile bulaşan bir mikroptur. Kişiler
konuşmaları öksürmeleri aksırmaları hapşırmaları sırasında gözle görülemeyecek
boyutta küçük aerosoller (damlacıklar) saçarlar. Hasta iseler bu aerosollerin
içinde o hastalığın mikropları bulunur. Bu aerosoller havada asılı kalamaz. Yer
çekimi etkisi ile yere çökerler. Konuşma esnasında 1,5-2 mt hatta
hapşırmada 8mt ye kadar bu saçılım gerçekleşebilir. O esnada kişinin karşısında
iseniz , kişide maske yoksa sizde maske yoksa size de bulaşır. Ancak virüs
düştüğü yerde birkaç saate (2-8 saat arası)kadar canlılığını koruyabilir. Bu
zaman zarfında o yüzeylere ellerinizi bulaştırır ve ellerinizi de yüzünüzde
ağız burun ve göz çevresine sürerseniz yine hastalığın size bulaşmasına sebep
olursunuz. Bu bilgileri başta verelim ki sonradan yaptıklarımızı aldığımız
tedbirleri anlamlandıralım. İlk vaka ülkemize geldiğinden itibaren
kademeli olarak ülkece tedbirleri devreye soktuk. Ancak belki de durumun
vahametini iyi anlatamadık. İşte burada sosyal mesafe, el yıkama ve dışarı
çıkarken özellikle market ve pazaryeri gibi kalabalık ortamlara girerken ve
sağlık kuruluşlarına başvuru esnasında maske kullanımının önemi görülmektedir.
Neticede virüs tüm ülkeye yayıldı. Tabir caizse hastalık ve virüs yerlileşti.
Ülkemizde bu süreç yaşanırken yani korona günleri başlamışken 1. basamakta
erteleyemeyeceğimiz geciktiremeyeceğimiz işlerimiz var; diyabet, hipertansiyon,
KOAH, astım, kardiyovasküler hastalıklar, nörolojik hastalıklar, kas iskelet
sistemi hastalıkları, romatizmal hastalıklar, hematoloji hastalıklar, diğer üst
solunum yolu hastalıkları, diğer alt solunum yolu hastalıkları, malignite
dediğimiz kanserler, çocukluk çağı hastalıkları, vs; sağlıklı bebek çocuk
takipleri, gebelerimizin süreci sağlıklı geçirebilmeleri için izlemleri, genel
bağışıklama programımız içinde bulunan aşılarımız tatile çıkmadılar ve halen
tüm hızıyla devam ediyorlar, tanı, tedavi ve takip bekliyorlar. Rutin çocukluk dönemi aşılarını şu dönemde yapmaz isek çocuk felci, kızamık
gibi virüsle bulaşan diğer hastalıklar da korona gibi can almaya başlayacaktır.
Tüm bunların düzenli şekilde yapılabilmesi için koronadan arınmış temiz
kirlenmemiş enfekte olmamış bulaştırıcılığı olmayan hizmette devamlılığı
sağlayan sağlık kuruluşlarına ihtiyacımız var. Koronavirüs salgını var diye
hayatı da diğer hizmetleri de askıya alamayız. Tedbirlerle birlikte bu
hizmetleri sunmaya ve korona dışındaki sağlık hizmetleri ihtiyacı olanlara
sağlık hizmetini sunmaya devam etmeliyiz. İşte bu minvalde bizler de aile sağlığı merkezlerimizin çalışma şekillerini
sağlık bakanlığının bilgisi dahilinde değiştirdik. Belli gün ve saatleri temiz
saatler (virüs yükünün olmadığı) ilan ettik. Bu saatlerde normal hasta kabul
etmeyip sadece bebek, gebe ve çocuk hastalarımıza ayırdık. O saatlerin
öncesinde aile sağlığı merkezleri dezenfektan maddelerle olası temas edilecek
tüm yüzeyleri temizlenip hazırlanıyor. Personelimiz koruyucu ekipmanları ile
size temas ediyor. El dezenfektanları ile sürekli el hijyenlerini sağlıyorlar.
Aile sağlığı merkezlerimizde mümkün olduğunca sosyal mesafe kuralı çerçevesinde
olası vaka tanımlamalarına uyup uymadığının kontrolleri sorgulanarak ve bu
çerçevede gerekli önlemler alınarak azami ölçüde aerosol oluşumunu engelleyerek
bir başka deyişle triyaj yaparak hasta kabul ediyoruz. İçeri aldığımız her
hasta henüz belirti vermemiş bir virüs taşıyıcısı olabilir. Kişilerin
bulaşıcılığın engellemek için 16 mt² yakınında kimse olmamalıdır. Bu yüzden
bazen ASM?lerde kapıda durdurulacaksınız bazen kapılar kapalı olacak. Tüm
bunlar sizlerin güvenliği için içerideki vatandaşımız çıkınca alan genişliğine
göre 1 yada 2 kişi alınıp işlemleri yapılacaktır. Tüm önlemlere rağmen dünyada
olduğu gibi en yüksek risk sağlık çalışanlarında ve tesislerinde bulunmaktadır.
Bu tesislere zorunlu olmadıkça gitmemelisiniz. Şehrimizde de sağlık
çalışanlarımızdan aile sağlığında görevli personelimizden bu hastalığa
yakalananlar oldu ve olmaya devam edecek. Bu olduğunda aile sağlığı merkezi
kapatılıp çalışanlar testten geçiriliyor. Hasta personeller karantinaya
alınıyor. Merkez dezenfekte edilip tesis yeniden hizmete açılıyor. Bu bazen
birkaç gün sürebiliyor. Yapılanlar enfeksiyonun sağlıklı bireylere yayılımını
azaltmak ve hastalığın bulaşma riskini azaltmak için olduğu bilinci ile sağlık
çalışanlarına anlayış göstermek ve güvenmek gerekiyor. Bazı arkadaşlarımız ise
salgınla mücadele için hastanelerde görev yapıyor. En riskli yerlerde
çalışıyorlar. Onlar görev başında olmayabilir. Hiçbirimiz tatilde veya oyunda ,
eğlencede değiliz. Aile hekiminizi yada aile sağlığı çalışanınızı yerinde
bulamazsanız bilin ki ya kendi hastadır, ya da hasta olan kişilerle
ilgileniyordur. Onlara güvenin, saygı duyun ve bu mücadelelerinde destek olun.
Korona günleri herkes için zor bir süreç. Zaman ilerledikçe hasta
arkadaşlarımızın sayısı artıyor. Hatta belki başka şehirlerde olduğu gibi
şehrimizde de koronaya sağlık çalışanlarımızdan şehitler vereceğiz. Bunun
bilincindeyiz korkmuyoruz, kaçmıyoruz. Sizlerin sağlığı için yeminimize sadık
olarak devletimizin emrinde vazifemizin başındayız. Ancak önce 1. Basamak mı
yoksa 2. ve 3. Basamak mı çalışan sıkıntısına girecek bilemiyoruz. Bunu da
korona ile olan mücadelemizde vatandaşımızın bilim kurulu önderliğinde tüm
hekimlerimizin önerilerine ve devlet büyüklerimizin aldığı tedbirlere ne kadar
özenle uyup uymadığı belirleyecek. Birçok iş ve işlemin yapıldığı aile sağlığı
merkezlerimizin bir kısmı aylarca kapalı kalmak zorunda kalabilir. Belki
hastaneler personelsizlikten kapanabilir. Bunlara da hazır olmak lazım.
Evlerinizde kalın. Eş, dost, akraba ziyareti yapmayın. Ellerinizi gerek kolonya
gerek el dezenfektanı ama en etkilisi sabunla en az 30-40 sn yıkayın. Sürekli
ve usanmadan. Süreç sonunda elleriniz sık yıkamaktan veya dezenfektan
kullanmaktan çatladı ve güzelliğini kaybetti ise siz bu işin hakkını
vermişsiniz demektir. Sıkılacaksınız bunalacaksınız. Ama inanın hastanede olmak
evde sıkılmaktan hayal edemeyeceğiniz kadar kötü. En az 2 ay daha sabırlı olup
süreci kontrol edilebilir hale getirmek için haydi Sakarya, haydi Türkiye
önerilere kulak ver. Biz koronanın da üstesinden geliriz.
Dr. Tüba YILDIZ Sakarya Aile Hekimleri Derneği Başkanı
04.04.2020 Okunma :650 |
|
|